Uzun bir süredir yazmıyorum bunda hem tembelliğimin hem de internete ulaşımda yaşadığımız sorunların etkisi var... Evet, kaldığım yerden devam ediyorum anlatmaya hiç vakit kaybetmeden...
6 Ağustos Siros (Syros) - Kithnos (Kythnos)
( Şarkı için tık tık )
Öğleden sonra Syros'tan yola çıkıyoruz, istikamet Kithnos adası. Tabi not düşmediğim için kenara, yelken açtık mı, kaç mil hız yaptık, rüzgar nereden ne kadar esti, falan tüm bunları hatırlamıyorum :(
Diğer adalarda kültür mantarı gibi dolaştıktan sonra biraz da kumsal keyfi yapalım diyoruz ve bu sefer ki adamız olan Kithnos'ta Fikiadha koyuna girip demir atıyoruz, hava karardı kararacak. Alargadayız, bizim gibi bir çok tekne var.Yemeğimizi teknede yiyoruz. Ertesi gün yine Kithnos’ta kalmaya karar verdik.
Bunlar Syros'tan aldığımız ekmekler, önceki yazılardan hatırlarsınız Yunanlar için ekmek çok önemli bir yiyecek. Şirin bir fırından aldığım ekmeklerden kara olanının adı Bizans ekmeğiymiş
Burası Marmaris- Orhaniye'deki kız kumunu anımsattı bize. Manzaramız şu; tepesinde küçük bir şapel bulunan minnacık bir ada ve bu adayı ana ada Kithnos'a bağlayan çok güzel 20-25 metre genişliğinde bir kumsal...
Deniz, kum, güneş... Biraz da tadını çıkaralım değil mi, denizin?
Yerli turistlerce daha çok tercih edilen kithnos adası yürüyüşçülerin rağbet ettiği bir yer. Adada bulunan kil hem geleneksel toprak kap, seramik yapımında kullanılıyor hem de adanın kırmızı kiremitli evlerinin çatılarını süslüyor. Ayrıca Loutra kaplıcaları da Kithnos’un çekim noktalarından biri. Antik çağdan bu yana kaynak sularının egzamadan kadın hastalıklarına kadar birçok hastalığa iyi geldiğine inanılırmış. 1940’a kadar demir madeni sayesinde geçinen halk madenin kapatılmasından sonra balıkçılık, tarım ve sepet yapımıyla geçimini sağlıyormuş.
Adanın merkezi Messari. Merkezde 1613 yılında Venedikli bir aile tarafından yapılan Agios Savvas kilisesi ve adanın en eski kilisesi, kubbeli tek koridorlu bir bazilika olan Agia Triada gezilebilirmiş. Ve adanın kuzeyinde tarihi İ.Ö. 7500- 6000’e kadar uzanan orta taş çağı yerleşimi Kyklardaki en eski yerleşimmiş.
Bizim koydan adanın merkezi görünüyordu
Evet ada hakkında bu kadar bilgi yeterli sanırım. Biz Kithnos’da yukarıdaki paragrafta bahsettiğim hiçbir yere gitmedik.
İkinci gün akşama doğru karaya çıkıyor, şapelin olduğu adaya çıkıp gün batımını izliyoruz. Sonrasında ise akşam yemeğimizi yemek için hemen kumsalın dibindeki tavernaya gidiyoruz. Güzel ve serin bir akşam yemeğinden sonra yine emektar botumuza binip teknemize dönüyoruz.
Bizim Kithnos’tan aldığımız zevk deniz kum güneş ve sakinlik oldu…
Ve işte bu çorak adanın insanoğlunun emrine amade ettiği güzel koyu;
Sevgiyle kalın...
UYARILAR VE ÖNERİLER
1-Öneri olarak resimlere bakarken yazının şarkısını dinlemeyi unutmayın bence, fotoğraflar müzik eşliğinde ruh bürünüyor
2-Uyarı olarak ise hareketli geceler arıyorsanız yanlış adadasınız