21 Ağustos 2014 Perşembe

ÖZGÜRLÜKLER ADASI MİKONOS


4 AĞUSTOS NAKSOS-DELOS- MİKONOS

 (Bu yazının şarkısı için tık tık)

Mikonos'u neredeyse herkes duymuştur; o meşhur gece hayatını ve özgürlüklerini. Biz Türkler tarafından en bilinen Yunan adalarında biri bence…
Güneş batmadan Mikonos’a  varmaya çalışıyoruz…


Çünkü biz de o meşhur "Little Venice" Küçük Venedik'te güneşi batırmak istiyoruz. Delos'tan ayrılınca kısa bir seyirden sonra Mikonos'a varıyoruz. Beklediğimin aksine marina çok dolu değildi. Tabi burada eski liman ve yeni liman farklı. Biz Mikonos'un merkezinin dışında cruise gemilerinin yanaştığı limanın daha da batısında alargada demir attık. 



Saat ilerlediği için hemen teknemizden inip etrafta motor kiralayacak bir yer bakınıyoruz. Buluyoruz da ama sora vazgeçiyoruz, birazdan hava kararacak ne edeceğiz motoru. Mikonos'ta en zor işlerden biri taksi bulmak bu arada. Talep ve arz arasında uçurum var; taksi enflasyonu :)...


Ne yapalım tabanlara kuvvet derken, otobüs geçtiğini öğreniyoruz. 10-15 dakikalık bir otobüs yolculuğundan sonra- otobüs tıklım tıklımdı çünkü plajın boşalma saatiydi- Mikonos'un eski limanına vardık.



Eski limandan merkeze doğru yürürken birbirinden farklı tarzda sokak müzisyenleriyle karşılaşıyoruz… Köşe başlarında rastladığımız müzisyenler Mikonos’a diğer Yunan adalarından farklı bir hava katıyor.
  


Limanın ilerisinde herhalde Mikonos’ta en çok fotoğrafı çekilen şeylerden biri olan Küçük mavi kubbeli şirin kilise karşılıyor bizi ve herkese “hoş geldiniz” diyor.





Mikonos’a vardığımız saatin uygunluğundan mıdır nedir, güneş sanki daha bir farklı oyunlar oynuyor bize bu adada… Işık çok güzel, gölgeler daha bir uzun, dans ediyorlar, sanki periler gümüşi tozlar serpiştiriyor aralara…





Böyle ışığın büyüsüyle yürüyüp limanın yanında yer alan meydana varıyoruz. Meydanda kadın kahraman Manto Mavrogenous’un büstü bulunuyor. 





1821 yılındaki Kurtuluş savaşı (Tabi bu savaşı Osmanlı'ya karşı veriyor) sırasında Mikonos’ta zaferle sonuçlanan mücadelesinden dolayı kendisine general rütbesi verilmiş.



Büstün kime ait olduğunu da öğrendikten sonra devam ediyoruz yürümeye… Hedef; küçük Venedik… İsmini denize uzanan balkonlu evlerin sıra sıra uzanmasından alıyor.  





Biz yemek yiyebileceğimiz bir yer bakıyoruz, bugün de romantizm yapalım güneş batarken diyoruz. Zaten yorgunuz öyle dolaşmak istemiyoruz çok. Ortalama bir yerde oturup yemeğimizi yiyoruz…





Buranın gün batımı meşhur… Güneş mahcup mahcup herkesten saklanmaya çalışırken, birden neredeyse tüm eller aynı anda telefona ya da fotoğraf makinesine uzanıyor… Güneş kendini görüntülemeye çalışanlara inat batarken biz de diyoruz ki içimizden, vay be ne güzel yürütmüşler pazarlama stratejilerini… 




Mikonos’un bir diğer ünlü şeyi de bembeyaz dar sokakları, tertemiz taşlı yolları ve küp biçimli evleri…





Rüzgardan ve korsan saldırılarından korunmak için yapılmış, bu daracık sokaklar… Tabi bu evlerin çoğu hediyelik eşya dükkanı, galeri, sanat atölyesi, taverna ve kafe bar olarak işletiliyor…





Ve Mikonos’un bir başka popüler fotoğraf malzemesi de yel değirmenleri. Limanın yukarısında yer alıyor değirmenler, biri halk müzesine bağlı ve restore edilerek işler hale getirilmiş.


Biz değirmenlere çıktığımızda artık hava kararmıştı…


Mikonos limanı değirmenlerin oradan böyle ışıl ışıl görünüyor

Mikonos bir de özellikle canlı gece hayatıyla ve nudistler tarafından kullanılan plajlarıyla ünlü. Güney kumsalları güzel olan adada çıplaklar plajı ve oralara sevgilileriyle gelen eşcinsellerle dolu. O yüzden Mikonos’a özgürlükler adası diyorum ben. Sokaklarda el ele birçok çift gördük cinsel tercihi farlı olan. Biz akşamüzeri geldiğimiz için plajlara gitmedik durum nasıl bilmiyorum, özellikle Paradise, Süper paradise ve Elia çıplaklar tarafından gözdeymiş. Buralarda akşamüzeri başlayan partiler sabaha kadar sürüyormuş. Dolaşırken Paradise beach’in parti afişini gördük, çılgın danslarla dolu bir gece düşleyenler için ideal mekan.      
Buradan konuyu kiliselere bağlayacağım, evet Mikonos tam bir özgürlükler adası, bir tarafta çılgın partiler gece gündüz diğer bir tarafta da her köşe başında sizi bekleyen irili ufaklı kiliseler… 


Paraportiani kilisesi, bu kilisenin bir kısmı 1400’lü yıllardan diğer kısımları ise 16. Ve 17. Yüzyıldan kalma

Biz de biraz kilise gezelim dedik ve birbirinden farklı kimi şaşaalı kimi daha sade kilise fotoğrafları çektik.







En şaşaalısı da Kutsal Metropolitik kilisesi… Mikonos’taki en büyük kiliseymiş burası ve gerçekten güzel duvar resimleri var. Ve tabi ki kilisenin ortasındaki en büyük kubbeye kafanızı kaldırdığınızda Hz. İsa tasvirini görüyorsunuz. Kilisenin girişindeki stantta büroşürler var; bir bakıyoruz içinden Türkçe de çıkıyor. Neden bu kadar şaşırıyorsam Kos’tan sonra en çok Türk gördüğümüz ada…








E gece oldu saat ilerliyor, bundan sonrası size kalıyor… İster Mikonos’un çılgın gece hayatına akın, ister güzel bir tavernada sohbete devam edin ya da küçük bir barda hoş müzik eşliğinde içkinizi yudumlayın. Mikonos size tüm bu imkanları sunuyor ama sakinlik bu seçeneklerin içinde yok. Çok kalabalık her yer, tıklım tıklım ve Yunan adalarının o güzel insanlarından çok, çok kısa olan 3-4 aylık yaz sezonunda kazanabileceği en fazla parayı kazanmaya çalışan esnaf var… Tabi biz belki de doğru tercihler yapamadık açlığımız tepemize vurmuştu :)

Bir de gündüz gözüyle Mikonos’ta dolaşırsanız buranın maskotu pelikan 2. Petros’la da karşılaşabilirsiniz. 
Neyse şimdi siz biz olsak ne yapardık diye düşüne durun biz gider, bir sonraki adada görüşmek üzere, özden selamlar herkese…



ÖNERİLER, UYARILAR (NAÇİZANE)


1- Biz gitmedik ama herkes övüyor; Küçük Venedik’te Semeli ya da Galleraki diye iki bar. Burası özellikle gençler arasında çok popüler ve de gün batımında o kadar kalabalık oluyor ki, yürümekte bile zorluk çekiyorsunuz… Her taraftan aynı güneşi görüyorsunuz, bilmem anlatabildim mi? :)   

2- Taverna olarak da Nikos taverna var sanırım yüksek sezonda yer ayırtmak gerebilir. Çünkü biz küçük Venedik’te yemek yedikten sora Nikos’un önünden geçtik yer yoktu… Bir de Sea saten varmış orası da şık ve lezzetliymiş. 

3- Tabi ki yine her Yunan adasında olduğu gibi Mikonos’ta da başta Arkeoloji müzesi olmak üzere birçok küçük müze mevcut, tercih sizin.


6 yorum:

  1. Özleeeem hep geziyonuz siz yaa ne zaman bitcek bu turlar? Küçük Venedik'teki evler ne kadar güzelmiş :)

    YanıtlaSil
  2. :) Küçük venedik'teki evler güzeldi ama kalabalık berbattı :(
    Bir süre daha devam edecek :)))

    YanıtlaSil
  3. Ay ben de sevmiyorum kalabalığı yaz dolayısıyla öyledir dimi normalde kalabalik mi?

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Evet aslinda adalarda nufus fazla degil ama yaz donemi artiyor tabi ki...kışın kimileri ana karaya dönüyormuş. 2012 verilerine göre mikonosun nufusu 9400 kişiymiş :)

      Sil
    2. Aaaa azıcıkmış. Ben seni mimledim kii. :)

      Sil